- kazık
- -ğı1́is.1. 桩, 橛; 棍, 棒: \kazık çarığı (或 pabucu) 建́ 桩靴 \kazık duvar 栅栏 çadır \kazıkı 架帐篷用的桩木 hayvanı \kazıka bağlamak 把牲口拴在桩子上 İki at bir kazığa bağlanmaz. 成́ 一个槽栓不住俩叫驴, 一座山容不下二猛虎。2. 旧́ 火刑柱; 火刑3. 体́ 摔跤中使用的一种技法4. (买卖中的)欺诈; 骗人; 高价出售, 昂贵: O dükkânda çok kazık vardır. 那家商店经常骗人。5. 植́ 主根, 直根: \kazık kök 植́ 主根, 直根2́s. -e 俚́ 不利的, 有害的(事情): O, sana kazıktır. 那件事可对你不利。◇ -e \kazık atmak 1) 欺骗, 伤害: Sana kazık atmışlar, boşuna yoruldun. 他们骗了你, 你白辛苦了。 2) 以次充好, 欺骗: Vicdanlı bir esnaf müşterisine kazık atmaktan çekinir. 一个有良心的商贩不会欺骗他的顾客。\kazık dikmek 长生不老: Dünyada kim kazık dikecek? 世界上有谁能够长生不老呢?\kazık gibi 直挺挺的, 僵直的: Karşımda kazık gibi duruyor. 他像一根桩子似地戳在我的面前。\kazık kadar 魁梧的(指已经长大成人): Kazık kadar adam, hâlâ zıp zıplarla oynuyor. 他挺大的人了可还在街上玩小球。\kazık kakmak 1) 久留: Üç beş dakika oturup gidecek diye beklerken kazık kaktı, akşama kadar ayrılmadı. 他说坐在那等上三五分钟就走, 可他却待住了, 到了晚上也没有离开。 2) 长寿: Murat sanki kazık kakmış dünyaya, seksen yaşına geldiği hâlde sapa sağlam. 穆拉特真是长寿, 已经到了80可仍然非常硬朗。\kazık kesilmek 僵直, 变硬: Dışarda kalan çamaşırlar kazık kesilmiş. 晾在外面的衣服变得硬邦邦的。\kazık marka 俚́ 昂贵的: Orası kazık markadır, bizi açmaz. 那儿忒贵, 我们不感兴趣。\kazık oynamak 坑骗, 欺骗 \kazık yemek (购物时)受骗, 上当, 挨坑: Ülkemizde kazık yeyen turist bir daha gelir mi? 在我们国家被坑的游客还会再来吗?Yalnız başına alışverişe çıkınca bir güzel kazık yemiş. 他独自出去购物, 结果被宰了一刀。\kazık yutmuş gibi 站得笔挺的或走路时腰挺得笔直的 \kazıka oturtmak 处以火刑: Kazığa oturtmak cezası asmaktan çok ağır ve vahşi bir ceza usulü idi. 火刑是比绞刑还要严重和野蛮的一种刑罚。\kazıka vurmak 旧́ 处以火刑
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.